Yine iki aynı köşesindeyiz
Varlığın ve yokluğun
Sıra sıra dizilen karadut ağaçlarının
İnişli çıkışlı kaldırım taşlarının
ve manzarasız balkonların ıssızlığının
Yanından geçiyoruz
Sonra sen
Bunca telaşın arasında tütün sarıyorsun bana
II
Yine tam da saatindeyiz
Gitmenin ya da kalmanın
Sükûtuna pay biçiyoruz
Boynunu eğmiş karadut ağaçlarının
Uğuldayarak bir rüzgar geçiyor yanımızdan
Sen üşüyorsun
Sana verecek bir ceketim yok
Zira
Her şair ceket giymeyi sevmez
III
Yine biraz ortasındayız
Olmanın ya da olmamanın
Giderken gelmeyi hesaplıyoruz gizlice
Gözleri önünde karadut ağaçlarının
Sonra yağmur senin boynuna değiyor
Ben sana atkımı sarıyorum
Zira
Her şair atkı takmak zorunda değildir.
Niyazi Karabulut
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder