24 Aralık 2013 Salı

Yabancı

YABANCI





"Yabancı" Albert Camus denince akla gelen ilk kitaplardan kuşkuşuz.

Kitap "Annem ölmüş bugün. Belki de dün, bilmiyorum." diye başlıyor. Bu vurucu giriş cümlesi aslında kitabın tümünü özetleyecek kapasitede. Yabancılık kavramı daha ilk cümleyle okuyucuya verilerek kitabın isminin hakkı daha ilk cümleden verilmiş oluyor. Ayrıca bu cümleyle birlikte kitaptaki olay da başlamış oluyor. Kitapta ana karakter Meursault'un dünyaya, insanlara, olaylara ve hatta hayata nasıl yabancılaştığını takip ediyoruz aslında. Bu yabancılaşma içerisinde Meursault'un umarsızlığı da bizi en çok düşünmeye sevk eden yan olsa gerek. Albert Camus varoluşçuluk düşüncesini okura tam anlamıyla bu kitabın içerisindeki  umarsız karakter ve oluşturduğu "saçma kavramı" ile göstermektedir. Meursault için ölümün var olduğu bir dünyada bir şeylere şaşırmak, önem vermek gereksiz ve saçmadır. onun için herhangi bir şey hayatın içinde olsa da olur olmasa da. 

Yani kitap neredeyse tamamen Camus'nun "absürt" felsefesiyle yoğrulmuş ve Varoluşçuluk düşüncesi altında şekillenmiş bir olaylar silsilesi halinde ilerliyor.
Kitabın kendisi gibi içerisindeki olaylar da kısa bir zaman içerisinde olup bitiyor. Kalınlığına bakınca çerez niyetine okunacak bir kitap gibi görünse de içindeki felsefi birikimden dolayı sindire sindire, aşılamaya çalıştığı felsefi düşünceyi kavrayarak okunması gereken, muazzam bir yapıt Yabancı.

     En sevdiğim kısmı


Niyazi Karabulut

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder