5 Ocak 2014 Pazar

Bizim Büyük Çaresizliğimiz



Barış Bıçakçı  yine her zamanki yalın diliyle karşımıza çıkıyor Bizim Büyük Çaresizliğimiz’de. Çaresizliği, dostluğu, aşkı, ölümü ve hayatı kısa bir romanın içine sıkıştırıyor aslında yine. Olaylar yine Ankara’da cereyan ediyor ve roman Ankara’yı, Ankara da romanı içine alıyor bence.

Barış Bıçakçı, Bizim Büyük Çaresizliğimiz’de iki çocukluk arkadaşı olan Ender ile Çetin’den, Ender’in Çetin’e yazdığı mektubu sunuyor bize. Yani roman aslında bir mektup yahut o mektup bir roman oluyor. Hikaye Ankara’dan öte Ender ve Çetin’in evlerinde geçiyor. Üniversiteden sonra ev arkadaşı olarak hayatlarına devam eden iki arkadaşın dışında hikayede bir ana karakter daha var aslında. O da çocukluk arkadaşları Fikret’in üvey kız kardeşi Nihal. Roman bir nevi Nihal ve onun bizim karakterlerimiz üzerindeki etkisi üzerine de kurulu, en azından mektubun en çarpıcı cümlelerinin neredeyse hepsi Nihal ile ilgili. Bu iki arkadaşın ortak aşkını işlerken tek taraflı bakabilen ve karakterlerden birinin açısıyla da olsa geniş bakış açılı karakterler yaratabilen Bıçakçı’nın önünde saygıyla eğiliyorum. Herhalde birisi benden kitap önerisi istediğinde önereceğim ilk kitap olacaktır. Hatta çoğu okuyan hayatında okuduğu en iyi romanlardan olduğunu da söyleyecektir.


En sevdiğim kısım:


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder