İnsanlar ikiye ayrılır: Dostoyevski okuyanlar ve okumayanlar
Okuyanlar da ikiye ayrılır: Dostoyevski’yi anlayanlar ve
anlamayanlar
Ve tabii ki anlamayanlar çoğunluktadır. Ben de onlardan
biriyim zira. Anladığımı düşünsem bile, illa ki anlamadığım bir şey olmuştur
diyedüşünüyorum eserlerindeki derinliğe şahit oldukça. Neyse gelelim Suç ve
Ceza’ya.
Dostoyevski’nin Suç ve Ceza’sı üzerine dünya üzerinde belki
de milyonlarca yazı yazılmış, milyonlarca övgü yapılmış, milyonlarca eleştiri
yapılmıştır. Tartışmasız dünya edebiyatının en büyüklerindendir Dostoyevski ve
Suç ve Ceza da şüphesiz dünya edebiyatının gelmiş geçmiş en büyük en değerli
eserlerindendir. Raskolnikov karakteri üzerine bile romanlar, tezler,
ansiklopediler yazılmıştır. Bu roman hakkında yalnızca okurken düşündüklerimi
hissettiklerimi yazabilriim, zira Suç ve Ceza’yı eleştirmek, Dostoyevski’yi
yargılamak için gereken birikmişlik, entellektüel birikim, okumuşluk herkeste
yoktur. Yalnızca hikayeyi takip ederek, kurguya kapılarak, akış içeresinde
okunması gereken bir kitap değildir Suç ve Ceza, inanılmaz bir derinliği,
ulaşılamaz bir dağarcığı vardır bu romanın.
Ana karakterimiz Raskolnikov dönemine göre çok derin bir
adamdır. Belki bizim dönemimize göre de çok derin bir kahramandır hatta.
Psikolojik incelemesini yapmaya kalksak sayfalar yetmez. Ama hikayenin
içerisinde kendi üzerine alındığı gibi egoist, fakir ve manasızca davranan bir
adam olmadığı kesindir. Tanrıya inanmaması ve toplumsal normlara karşı durması
ile birlikte yaşamaktan ve yaşamdan da genel olarak nefret eden biridir. Paraya
değer vermemesi en çarpıcı özelliklerinden birisidir. Fakir ama paraya değer
vermeyen karakterler aslında edebiyatta ve sinemada fazlaca kullanılmıştır
fakat Raskolnikov başka türlü bir adam, onun değer tanımı da farklı aslında,
okumayan anlayamaz. Raskolnikov’un idealizmi bizlere de bir idealist bakış açısı
kazandırır, alkin bu idealizmi ne kadar kazanacağımız Raskolnikov’un ruh haline
ne kadar büründüğümüzle alakalı değidlri, hatta belki ne kadar zıt düştüğümüzle
bile alakalı olabilir. Hem iyi hem kötü yanlarıyla bakabilmemiz gerekn bir
kahraman Raskolnikov. İyi yanları her zaman daha ağır basacaktır elbette, ama
bu kötü yanlarını da görmemizi engellememeli.
Hikayenin içeriğine gelecek olursak, Raskolnikov’un ruh
haliyle şekillenen ve psikolojik derinliğiyle anlam kazanan hikaye
Raskolnikov’un yaşam mücadelesini, yapmak istediklerini, hayatının
şekillenmesini ve iç hesaplaşmalarını içeriyor. Ailevi meselelerdeki tutumuyla,
arkadaşlık ilişkilerindeki umarsızlığıyla ve karar mekanizmasında yaşadığı
çıkmazlarla hikayeyi oradan oraya çeken de her zaman Raskolnikov oluyor.
Raskolnikov’un iç hesaplaşmaları yavaş yavaş okunması
gereken bu kitabın bitmesinin ardından hepimize bir şeyler katacak, düşünce ve
duygu evrenimizi genişletecektir. Hayatın içinde olan acı ve sıradışılığın
okuyucuya yansıtılması için yaratılmış en mükemmel kahramandır Raskolnikov.
Dostoyevski’nin önünde saygıyla eğilmek için bir sürü nedene sahip oluypruz
kitabı okuduktan sonra. Bize kazandırdıkları içinse bir de bir iç hesaplaşma
içerisine sürükleniyoruz. Dünya edebiyatının bu kült kitabını derinlemesine
okumak gerekiyor. İnce dokuyup sık elemek, herşeyi anlaya çalışmak gerekiyor.
Belki her ne kadar anlayarak okusanız da benim gibi bir şeyler kaçırmış,
anlamamış olabileceğinizi düşünmek de aslında kitabın bize katabileceklerinin
ne kadar fazla olabileceğini gösteriyor
Bir kez daha Dosto’nun önünde saygıyla eğilerek...
Her şey insanın
içinde yaşadığı ortama, şartlara bağlıdır. Her şeyi belirleyen çevredir,
insansa bir hiçtir.
"Bence, gerçekten büyük insanlar, dünyada büyük acılar
çekmek zorundadır."
İktidar, ancak eğilip onu almak cesaretini gösterenlere
verilir.
Başarısızlığa uğradı mı, her şey aptalcadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder