Totaliterizmin hayatın içinde nasıl yer aldığını,nasıl
hayatı ele geçirdiğini ve hayatımızın nasıl totaliterleştiğini çok iyi bir
şekilde anlatıyor Gündüz Vassaf. Günlük hayatın içerisinde totaliterizm ile
karşılaştığımız anları derleyerek bu konular üzerinde yazılan denemelerden
oluşan kitaptaki anlatım bazen farkında olduğumuz bazen ise farkında olmadan
yaptığımız eylemlerin içerisinde nasıl bir totaliterizm olduğunu bize açıkça
gösteriyor. Bu durumları okurken totaliterizmin hayatın ne kadar içinde
olduğunu görüyoruz. Bazen bu durumdan rahatsız oluyoruz fakat Gündüz Vassaf’a
hak vermeden de edemiyoruz.
Totaliter bir toplumda ve dünyada yaşadığımızı bize
düşündüren ve bizi altına aldığı etkiden kurtulmamız için bize belirli bir süre
vermeyen bir kitap. Bazen çok fazla abarttığını düşünerek okusak da Vassaf’ın değindiği
her konuda illa ki hak verdiğimiz yerler olması da kaçınılmaz bir durum. Altı çizilecek
ve üzerinde uzun uzun düşünülecek, saatlerce tartışılacak o kadar çok ifade var
ki...
Totaliterizm ve ona bakış açıları açısından bilgilenmek,
totaliter düzenin insanı kontrol altına aldığı noktaları fark etmek ve genel
bir totaliterizm farkındalığı yaratmak için okunması gereken bir kitap. Gündüz Vassaf
günümüzden çok önce yazdığı denemelerle günümüzü ve bugüne nasıl gelindiğini
anlamamızı sağlıyor zira.
Altını çizdiğim yüzlerce cümleden yalnız ikisi:
“Radyasyondan çok birbirlerinin kalplerini kırmaktan ölüyor
insanlar.”(s.240)
Saul Bellow
“Zamanın inim inim inleyen köleleri olmamak için sarhoş olun
durmamacasına! Şarapla, şiirle ya da erdemle, nasıl isterseniz.” (s.245)
Niyazi Karabulut
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder