22 Şubat 2014 Cumartesi

Klamendo 2 - Akdeniz Hikayeleri

Uyandığı sahillerin kumunu okşardı Klamendo ve her sabah başka bir sahilini okşardı Akdeniz’in. Tek istediği sabahları uzun uzun iç çekmekti. Uyandığında ciğerlerine Akdeniz’in kokusu dolmuyorsa yaşaması mümkün değildi.

Dalgaların kumları yutmaya çalıştığı hoş bir gürültüyle açtı gözlerini Marsilya’ya. Elleri nasırlı balıkçılar denizi süzmeye çalışıyorlardı. Denizi çekenleri severdi Klamendo, çekemeyenleriyse hiç çekemezdi. Dalgaların gürültüsünde denizi seyredenler denizi içine çekmek istiyorlardı. Denizi içine çekmek isteyenlerle hemhâl olurdu Klamendo, dalgalardan kaçanlaraysa illet olurdu.

Birden sahil şeridinden mavi şapkalı bir adam yağmur getirdi. Şehirdeki tüm yabancılarla birlikte yağmuru seyrettiler. Ne garip ki hiç biri ıslanmamıştı. Deniz tarafından bir başka mavi şapkalı Fransız yağmur getirdi. Şehirdeki tüm yabancılar Klamendo’yla birlikte yağmurda ıslandılar. O kadar ıslandılar ki yağmuru görme şansları olmadı. Kimisinin teni başak sarısı, kimisininki kakao yaprağı tonunda olan bütün bu yabancılar hep birlikte Marsilya sahil şeridindeydiler o gün. Akdeniz kıyısı boyunca yetmiş kilometre yürüdüler. Hiç biri koşmaya yeltenmiyordu. Klamendo tüm bu yabancılarla birlikte Akdeniz boyunca yürüdü akşama kadar. Onlar yürüdükçe deniz de yürüyordu sanki. Onlar yürüdükçe çağdaş kahkahalar atıyordu martılar. Ve balıkçılar nihayet karınlarını doyurmuşlardı. Böylece akşam olmuştu.


Akşam olunca Marsilya’daki tüm insanlar Monte Kristo Kontu zannediyorlardı kendilerini, Klamendo bu şehre veda etmesi gerektiğinin farkına varıyordu böylece. Ama Klamendo gitmek istedikçe limana gemiler yanaşıyordu. Gemi filolarının en sevdiği limandı Marsilya Limanı. Her yeni gelen gemide Klamendo’nun zamanı daralıyordu. Her yeni gemide yeni yabancılar geliyordu şehre. Ne çok yabancı geliyordu bu şehre? Bu şehre daha fazla bağlanmadan, daha fazla insanın kafasında yer etmeden terk etmeliydi bir gün mutlaka geri geleceği bu şehri. Artık kesin bir veda etmesi gerektiğinin farkına varmıştı Klamendo zira uykusu da gelmişti, göz kapakları yavaş yavaş kapandı.

Niyazi Karabulut

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder